D. TÜRKİYE’DE TARIM VE HAYVANCILIK
ETKİNLİK
1.Fotoğrafların çekildiği yerlerin hangi özelliği yukarıdaki faaliyetler üzerinde etkili olmuştur? Tartışınız.
2. Sizin yaşadığınız yerde ya da yakın çevrenizde bu ekonomik etkinliklerden hangisi yapılmaktadır? Niçin bu faaliyetler tercih edilmektedir? Tartışınız.
1. İnsanların Dilinden Tarım ve Hayvancılık
Konya’da tarım aletleri imalatçısıyım. Tarım aletleri satmak için Türkiye’nin doğusunu büyük ölçüde dolaştım. Anadolu’nun doğusunu genel olarak dağlık ve engebeli alanlar kaplamış. Tarım ancak dağlar arasında kalan ovalarda yapılabiliyor. Yükseltinin fazla olması, yaz mevsiminin kısa, kış mevsiminin de uzun olması birçok tarım ürününün yetişmesini engelliyor. Bazen de şiddetli soğuklardan donma olayı yaşanıyor ve tarım ürünleri büyük zarar görüyor.
Çay, muz ve narenciye gibi ürünler burada yetiştirilemiyor. Sözü edilen ürünler, farklı bir iklimin yaşandığı Karadeniz ve Akdeniz kıyılarından getirilerek burada tüketiliyor. Buradaki çiftçiler Konya Ovası veya Çukurova’da yaşayanlar kadar şanslı değiller. Doğudaki çiftçilerin bir kısmı tarım makinelerinden yeterince faydalanamıyor. Karadeniz boyunca uzanan dağlık kuşağın hâkim olduğu engebeli yerlerde yaşayan insanların da bu konuda sıkıntı yaşadıklarını biliyorum. Yurdumuzun doğusunda yaşayan insanların asıl geçim kaynağını hayvancılık oluşturuyor ve genellikle bozkırlarda küçükbaş hayvancılığı tercih ediyorlar. Erzurum ve Kars civarında yaşayanlar ise büyükbaş hayvancılıkla uğraşırlar . Hayvanları otlatmak için meralardan faydalanıyorlar. Aşırı otlatma yüzünden meralar zarar görüyor. Mera hayvancılığı yapıldığı için et ve süt verimi ahır hayvancılığına nazaran daha düşük, Marmara Denizi çevresi hariç bu durum tüm Türkiye için de geçerlidir, diyebiliriz.
Çukurova’da çiftçilikle uğraşan bir ziraat mühendisiyim. Harran Ovası ile Antalya arasında bulunan tarım arazileri hakkında detaylı bilgi sahibiyim. Tarım yapmak için Türkiye’nin en avantajlı yerinde yaşamaktayım. Tıpkı Karadeniz ve Ege kıyılarında yer alan alüvyal ovalar gibi Akdeniz kıyılarındaki alüvyal ovalar da tarım için bize oldukça güzel imkânlar sunar. Yaşadığım yerde ılıman iklim şartlarının etkisiyle yılda birden fazla ürün almaktayız. Genellikle buğdayı hasat ettikten sonra yerine mısır, soya fasulyesi gibi tarım ürünleri ekeriz. Toroslarda ise nüfusun geçim kaynağı hayvancılıktır. Buradaki çiftçiler başta kıl keçisi olmak üzere küçükbaş hayvancılıkla uğraşırlar.
Gaziantep - Şanlıurfa Platoları çevresinde de ekim-dikim işleri ve küçükbaş hayvancılıkla uğraşılmaktadır. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa üçgeninde kalan geniş bir bölgede sulu tarıma geçildi. GAP sayesinde çiftçi artık gözünü gökyüzüne dikip yağmur beklemiyor. Ancak hasretle beklenen su bilinçsizce kullanılırsa toprağa zarar verebilir. Bunu da unutmamak gerek. GAP sayesinde daha önce burada yetişemeyen birçok tarım ürünü yetişmeye başladı. Hatta bir zamanlar ülkemizde en fazla Akdeniz ve Ege kıyılarında yetiştirilen pamuk, bugün en fazla GAP bölgesinde yetiştirilmektedir. GAP’ın hâlâ ulaşamadığı yerler de var. O yerlerde de nadas denilen yöntem uygulanarak tarlalar bir yıl ekilir bir yıl da boş bırakılır. Anadolu’nun orta kesiminde yaşayan çiftçiler de sulamanın yetersiz olduğu yerlerde bu yöntemi uyguluyor. Doğu Karadeniz’de, iklim uygun olduğundan nadasa ihtiyaç duyulmaz.
Trabzon’dan göç edip Karacabey Ovası’na (Bursa) yerleşen bir çiftçiyim. Marmara Denizi çevresinde bu işle uğraşan çiftçiler olarak şanslıyız. İklim ve yer şekilleri çok büyük imkânlar sunuyor. Anadolu’nun batısındaki Ege Denizi kıyılarında yaşayan çiftçiler gibi biz de ahır hayvancılığına yönelerek daha fazla verim elde ettik. Ahır hayvancılığı alanında Türkiye’nin diğer kesimlerine nazaran oldukça ilerdeyiz. Bununla birlikte halkımızın bir kısmı da balıkçılıkla uğraşmaktadır. Yaşadığım yerde kümes hayvancılığı ve ipek böcekçiliği diğer bölgelere göre daha fazla gelişmiştir. Fakat son yıllarda suni ipeğin yaygınlaşması sebebiyle ipek böcekçiliği ile uğraşanlar zor durumda kalmıştır.
Doğu Karadeniz kıyılarında yaşayan çiftçilerin tarım konusunda bizim kadar şanslı olduğunu söyleyemem. Yeryüzü şekillerinin engebeli olması tarım için büyük engel teşkil etmektedir. Zaten parçalı ve az olan olan tarım arazilerinde yeterince makine kullanılamayışı da büyük bir problemdir. Buna rağmen iklim, yüzey şekillerinin uygun olduğu yerlerde birçok tarım ürününü yetiştirmemize imkân sağlamaktadır. Doğu ve Batı Karadeniz’de iklimin de etkisiyle büyükbaş hayvancılık gelişmiştir. Karadeniz Bölgesi’nde balıkçılık vazgeçilmez bir uğraştır. Ülkemizde balıkçılığının yaklaşık % 75’i burada yapılmaktadır. Fakat gün geçtikçe balıkçılık konusunda da sıkıntı yaşıyoruz. Denizlerin kirletilmesi bu sorunlardan sadece bir tanesidir.
Konya Ovası’nda tarımla uğraşan bir çiftçiyim. Küçükbaş hayvancılık ve tahıl tarımı başlıca ekonomik etkinliklerimizdendir. Yaşadığım yer ve çevresi Türkiye’nin tahıl üretiminde önemli bir bölgedir. Her ne kadar gübre ve kaliteli tohum kullanıp düz bir ovada, rahat bir şekilde, makineli tarım yapsak da üretimimizde yıldan yıla dalgalanmalar görülür.
DERS DIŞI ETKİNLİK
Aşağıda Türkiye’de tarım faaliyetlerini etkileyen faktörler verilerek bunların bir tanesi örnek çalışmada açıklanmıştır. Siz de diğer faktörlerin etkisini defterinize yazarak arkadaşlarınızla paylaşınız.
Örnek Çalışma
Sulamanın etkisi: Ülkemizde yarı kurak iklim şartlarının görülmesi tarımda sulamayı gerekli kılmaktadır. Özellikle aşırı buharlaşmanın olduğu yaz mevsimindeki şiddetli kuraklık sulamaya duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Sulama konusundaki önemli sorunlardan biri de suyun aşırı kullanılarak topraktaki tuzlanmanın artması ve buna bağlı olarak veriminin azalmasıdır. Son yıllarda GAP bölgesinde bu sorun yaşanmaktadır.
Tarımı etkileyen faktörler: İklim, yer şekilleri, toprak bakımı, gübreleme, tohum ıslahı, makineleşme, pazarlama, ilaçlama, tarımı destekleyen kuruluşlar.
Türkiye’de Tarımı ETKİLEYEN FAKTÖRLER:
İklim, Yer şekilleri,
Toprak Bakımı, Sulama,
Gübreleme, Tohum Islahı,
Makineleşme, Pazarlama,
İlaçlama, Tarımı Destekleyen Kuruluşlar
İklim: Tarımsal üretim büyük ölçüde yağışlara bağlıdır. Türkiye’de yağışın yıl içindeki dağılışı düzensizdir.Karadeniz ikliminin görüldüğü yerler hariç bütün bölgelerimizde yazlar kurak geçer. Kışların ılık geçtiği kıyı kesimlerinde don olayları çok enderdir. Sıcaklığın çok düşük değerlere indiği iç ve doğu bölgelerde don olayları uzun sürer. Buna bağlı olarak tarımsal ürün çeşitliliği ve tarım yapabilme süresi kıyıdan iç kesimlere, batıdan doğuya doğru azalır. Kışların ılıman geçtiği bölgelerde sebze,meyve ve sanayi ürünleri üretimi yaygınken, iç bölgelerde soğuk iklim şartlarına dayanıklı tahıl,üzüm,elma vb. ürünlerin üretimi yaygındır.
Yer şekilleri:Türkiye’nin ortalama yüksekliğinin fazla olması, ekonomik faaliyetleri genellikle olumsuz etkilenmiştir. Yükselti tarımsal faaliyetlerin sınırlanıp, hayvancılık faaliyetlerinin ön plana çıkmasına yol açmıştır. Dağlık ve engebeli arazi yapısı tarım topraklarının dağınık ve küçük olmasına yol açmıştır. Bu durum makine kullanımı da zorlaştırmıştır.
Toprak Bakımı:Tarım topraklarında devamlı üretim yapılabilmesi, toprağın mineralce zengin olmasına bağlıdır. Sürekli olarak üzerinde tarım faaliyeti yapılan toprağın, çeşitli şekillerde bakımının yapılması gereklidir. Toprak analizi ile topraktaki mineral maddeler belirlenir. Böylece toprağın hangi tür bitkilere elverişli, hangi tür gübreye ihtiyacı olduğu saptanarak daha bilinçli tarım yapılır.
Taşlı topraklarda taşların ayıklanması,drenajı iyi olmaya topraklarda suyun,tuzlu topraklarda tuzun topraktan uzaklaştırılması ve toprağın havalandırılması toprak bakımı ile ilgili faaliyetlerdir.
Sulama:Türkiye’de tarımsal verimi etkileyen en önemli faktör sulamadır. Ülkemizin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimin etkisindedir. Çoğu yerde tarımsal faaliyetin yoğunlaştığı yaz döneminde, kuraklık hüküm sürmektedir. Bu da tarımdaki su ihtiyacını artırmaktadır. Ayrıca, yağışların düzensiz düşmesi, özellikle tahıl tarımının yaygın olduğu sahalarda, nadas uygulaması yapılmakta ve her yıl üretimde dalgalanmalara neden olmaktadır.Nadas sulama imkanının olmadığı sahalarda toprağın 1 yıl boyunca su tutması için boş bırakılmasıdır.Nadas verim düşüklüğüne neden olan olaylardan biridir.
Türkiye’de sulama yaygınlaştırılırsa;
Kuru tarım (nadas) metodu uygulaması sona erer.
Bir yılda, birden fazla ürün alınan sahalar genişler.
Tarım iklime bağımlılıktan kurtulur ve bilhassa tahılların üretiminde yıllara göre dalgalanmalar azalır.
Üretimde süreklilik sağlanır.
Ürün artışı sağlanır.
Tahıl tarımı yerine, sebze ve meyve tarımı ile endüstri bitkileri ekimi yaygınlaşır.
Çiftçilerin tarım ürünlerindeki verimi ve geliri artar. Buna bağlı olarak, göç olayında azalma görülür.
Tarımın milli gelir içindeki ve ihracatındaki payı artar.
Gübreleme:Sulamadan sonra, verimi artıran en önemli faktör gübrelemedir. Toprağın devamlı kullanılması minerallerin azalmasına neden olmakta ve verimi azaltmaktadır. Gübreleme ile mineral takviyesi yapılarak toprağın verimi artırılmaya çalışılır. Gübre, doğal ve hayvansal gübre olarak ikiye ayrılır.Hayvansal gübreler Doğu Anadolu bölgesinde yakacak olarak kullanılmaktadır.
Kimyasal gübreler pahalı oldukları için devlet sübvansiyon uygulayarak çiftçiye destek olmaktadır.
Tohum Islahı:Tarım ürünlerinden yüksek verim elde edilmesi, sulama ve gübrelemenin yanında kaliteli tohumun kullanılmasıyla da yakından ilişkilidir.Tohum ıslahı, melezleştirme ve iyi tohumların seçilmesi şeklinde yapılır.Tohum Islahı İstasyonları,devlet Tarım İşletmeleri ve Ziraat Fakülteleri tohum ıslahı ile uğraşan kuruluşlardır.
Zirai Mücadele:Hastalık ve haşerelerin üretimde zaman zaman % 20 - 30 civarında verim düşüklüğüne neden olduğu görülmüştür. Türkiye’de zirai mücadele ile tarlalardaki yabancı otların gelişmesi önlenmekte ve haşerelerin çoğalmasına imkân verilmemektedir. Böylece verim düşüklüğünün önüne geçilmektedir.Ancak ilaçlamanın bilinçli şekilde yapılması gerekir.
Makineleşme:Toprakların kısa sürede ve zamanında sürülmesi, hasadın zamanında yapılabilmesi günümüzde makineleşme ile mümkündür.
Ülkemizde makineleşme ile birlikte;
Çayır ve mera alanları sürülerek tarım alanları genişlemiş,
Tarım ürünlerinin üretim miktarında ve veriminde artışlar olmuş,
Tarım da insan ve hayvan gücüne duyulan ihtiyaç azalmış ve ortaya çıkan işsizlik köyden kente göçe neden olmuştur.
Türkiye’de bazı alanlarda makineli tarıma tam geçilememiştir. Bu durumun sebepleri şunlardır:
Makine kullanımına elverişli olmayan engebeli arazilerin varlığı (Doğu Karadeniz kıyı şeridi gibi)
Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması
Bazı bölgelerde işgücünün daha ucuz olması
Makine kullanımının ekonomik olmayacağı küçük işletmelerin bulunması
Çiftçinin Eğitimi:Günümüzde tarım, modern aletler, kaliteli tohum ve hassas ilaçlar kullanımıyla yapılmaktadır. Bütün bunlar çiftçinin eğitimini gerektirmektedir. Ülkemiz genelinde çiftçilerin eğitim düzeyi düşüktür.
Pazarlama:Ürünlerin üretimi kadar, ürünlerin iyi fiyatlardan satılması da önemlidir.Pazarlama amacıyla çeşitli ürünler için kooperatifler kurulmuştur.Devlet bazı ürünlerde çiftçiyi korumak için destekleme alımları yapmaktadır.
Tarımı Destekleyen Kuruluşlar:Tarım ürünlerinin toplanması, pazarlanması ve işlenmesi yönüyle çiftçilerin desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye’de tarıma destek sağlayan çeşitli kuruluşlar bulunmaktadır.Tarım Bakanlığı,Ziraat Bankası,tarım Kredi ve Satış Kooperatifleri,Türkiye Zirai Donatım Kurumu,Devlet Üretme Çiftlikleri,Çaykur,Tekel,Toprak Mahsulleri Ofisi,Tariş,Çukobirlik, Antbirlik,Fiskobirlik,Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri tarımı destekleyen ve tarımla ilgilenen kuruluşlardır.
2. Tarımın Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Soframızdaki ekmekten giydiğimiz kıyafete varıncaya kadar günlük hayatımızda birçok ihtiyacımızı tarımsal faaliyetler sonucu elde ettiğimiz ürünlerden karşılarız. Tarım faaliyetleri ülkemiz için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Atatürk tarımın önemini “ Millî ekonomimizin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz.” sözleriyle ifade etmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında geleneksel tarım yöntemleri yanında modern tarım yöntemleri de kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemden günümüze kadar tarımda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Uygulanan politikalarla tarımsal üretim ve verimlilik arttırılmıştır. Özellikle 1950’li yıllardan itibaren toprak reformu ve makine kullanımının yaygınlaşması ile tarım sektöründe büyük ilerleme sağlanmıştır. Tarımın gelişmesi ile tarıma dayalı endüstri kolları da gelişmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun tamamına yakını tarımdan geçimini sağlamaktaydı. Bu oran sonraki yıllarda gittikçe azaldı. 2005 yılı verileri, millî gelirin yalnızca % 10,1’inin bu sektörden sağlandığını göstermektedir.
Tarım ürünleri temel besin maddesi olmanın yanında hayvancılıkta gerekli olan yem ihtiyacını da büyük oranda karşılar. Örneğin, şeker pancarı küspesi, arpa ve yulaf gibi ürünler hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.
Diğer sektörler için pazar niteliği taşıyan tarım sektörü aynı zamanda sanayi sektörüne ham madde sağlamaktadır. Sanayi kuruluşlarında işlenmiş ve yarı işlenmiş tarımsal ürünler önemli yer tutar. Örneğin; pamuk, tekstil sanayisinin ana ham maddesini oluşturur. Pamuk üretimi sayesinde ülkemiz tekstil alanında büyük gelişme sağlamıştır. Bu yolla her yıl işlenmiş ve yarı işlenmiş ürünler ihraç edilerek ülke ekonomisine büyük katkı sağlanmaktadır. Bunun dışında fındık, incir, üzüm, fıstık, tütün, çeşitli sebze ve meyveler önemli ihraç ürünlerimiz arasında yer alır.
Türkiye yakın zamana kadar tarım ürünleri açısından kendine yeten ülkelerden biriydi. Fakat son yıllarda ticari sistemde meydana gelen değişiklikler buğday gibi bazı ürünleri hem ihraç hem de ithal edilir duruma getirmiştir.
Sizce hangi nedenlere bağlı olarak ülkemiz tarımsal üretim açısından kendi ihtiyacını karşılayamaz duruma gelmiştir?
Atatürk diyor ki “Ben ekonomik hayat denince; ziraat, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün bayındırlık işlerini, birbirinden ayrı düşünülesi doğru olmayan, bir bütün sayarım.’’
Türkiye’de tarım ürünlerinin çeşitliliği bu ürünlere dayanan farklı sanayi kollarının gelişmesini sağlamıştır. Bunun yanında tarımsal işletme sayısının fazla olması, tarımın Türkiye ekonomisi içinde önemli bir yere sahip olduğunun bir göstergesidir .
ETKİNLİK
Yandaki grafikte Türkiye’nin tarım arazilerinin kullanım oranları verilmiştir. Buradan hareketle aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
1. Türkiye’deki tarım alanları, toplam yüz ölçümünün ne kadarını kapsar? Söyleyiniz.
Tarımın alanlarının Türkiye yüz ölçümündeki payı: %36 dır.
2. Tarım yapılabilen alanlar sizce arttırılabilir mi? Bu alanların arttırılması hangi olumlu ve olumsuz sonuçları doğurur? Tartışınız.
Tarım alanlarımız son sınırına ulaşmıştır.Yeni tarım alanları yapılırsa otlak ve meralar ile orman alanlarımız yok olur. Bu durumda doğal denge ve çevre şartlarında bozulmalara yol açar.Ülkemizdeki hızlı şehirleşme bir çok noktada tarım arazilerinin işgal edilmesine sebep olmuştur.Bir çok noktada ormanların tahrip edilmesi tarla açmak amaçlıdır.Olumlu etken olarak tarımsal üretimimizi olumlu etkileyebilir ancak Türkiye’deki sorun mevcut tarım arazisi darlığı değil bu arazinin modern tarım metotlarıyla işlenememesidir.
3. Türkiye’de Yetiştirilen Başlıca Tarım Ürünleri
Türkiye’de yetiştirilen tarım ürünlerinin ekim alanı çeşitli faktörlere bağlı olarak yayılış göstermiştir. Bazı ürünlerin ekim alanı çok genişken bazılarınınki dardır. Ancak teknolojinin tarıma uygulanması ve sulama imkânlarının geliştirilmesi ile birlikte çeşitli tarım ürünlerinin ekim alanı genişlemiştir. Örneğin pamuk daha önce Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında yetiştirilirken GAP’ın faaliyete geçmesi ile bu ürünün ekim alanı genişlemiştir.
Ülkemizin ekonomisine katkısı olan ürünler aşağıdaki şemada gösterilmiştir. Bu ürünler dışında da ülkemizde çok sayıda tarım ürünü yetiştirilmektedir.
BİLGİ NOTU
Ülkemizde haşhaş, tütün, pirinç, keten, kenevir gibi bazı tarım ürünleri Tarım Bakanlığı tarafından verilen özel izin ile sadece belirtilen yerlerde yetiştirilmektedir.
Sizce böyle bir uygulamaya neden ihtiyaç duyulmuştur?
Bu ürünlerin denetimlerine devlet kontrolü gerekmektedir .Bunlardan keten ,kenevir,haşhaş art niyetli olarak uyuşturucu yapımında kullanılması,Pirinç tarlaları boyunca sivrisinek üremesi ,Tütün yoğun ekimi sonrası kalitenin düşmesi gibi sebeplerden dolayı devlet kontrolünde ekilmelidir.
ETKİNLİK
Haritalarda, Türkiye’de yetiştirilen bazı tarım ürünlerinin dağılışı verilmiştir. Bu haritaları inceleyerek verilen ürünlerin dağılışını etkileyen şartları söyleyiniz.
Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Bundan dolayı buğdayın yetişebildiği her yerde yetişir. Üretim en fazla İç Anadolu Bölgesinde gerçekleşir.
MISIR:
Yetişme döneminde bol su ister. Bundan dolayı yurdumuzda sulama imkanı olan bütün her yerde tarımı yapılabilir.Bugün mısır üretimimizin yarısına yakını Akdeniz Bölgesi’nden elde edilir Üretimde 2. bölge Karadeniz Bölgesidir.
FINDIK:
Anavatanı Türkiye’dir. En iyi yetişme şartları Karadeniz iklim bölgesidir. Yurdumuz üretiminin %90 ‘ını Karadeniz Bölgesi karşılar. En fazla Ordu- Giresun olmak üzere Karadeniz kıyılarında tarımı yapılmaktadır. Ayrıca Marmara Bölgesi’nde Sakarya çevresinde tarımı yapılır. Türkiye dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sırada yer alır (%60-70).
AYÇİÇEĞİ:
İlk yetişme döneminde su , hasat döneminde kuraklık ister. Bundan dolayı Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır. Üretimde Marmara Bölgesi % 80 oranıyla birinci sıradadır.
BUĞDAY:
Her mevsimi yağışlı geçen Karadeniz kıyı şeridi ile düşük sıcaklıktan dolayı Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek yerleri dışında bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.Ülkemizde en fazla üretimi yapılan bölge İç Anadolu Bölgesidir
PİRİNÇ:
Çeltik ilk çimlenme döneminde bol su ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Tarımı akarsu kenarlarında gelişmiştir. Çeltik tarım alanlarında sivrisinek çok geliştiğinden ekim alanları devletin kontrolündedir.Yerleşim birimleri çevresinde tarımına müsaade edilmemektedir.Ülkemizde en çok Marmara Bölgesi’nde üretilir.
ÜZÜM:
Kışın –4oºC ye kadar dayanabilen üzüm, bundan dolayı meyveler içinde yetişme alanı en geniş olanıdır. Üzüm üretiminde başta Ege Bölgesi (Manisa, İzmir, Denizli ) gelir. Dünya kuru üzüm üretimde ülkemiz ilk sıradadır. Ayrıca üzüm önemli ihracat ürünlerimizdendir
TURUNÇGİLLER:
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuzda tarımı en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir (%88). Ayrıca Ege Bölgesi’nde İzmir’e kadar olan güney kıyılarında, Güney Marmara Bölümü’nün soğuktan korunmuş kıyılarında, Doğu Karadeniz Bölümü’nde Rize çevresinde ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin batısında tarımı yapılmaktadır
PAMUK:
Alüvyal toprakları sever. Ayrıca yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyar. Yetişme döneminde bol su, hasat döneminde kuraklık gerekir. Üretimde Güneydoğu Anadolu Bölgesi Gap ile birlikte birinci sırayı almıştır.İkinci sırada Ege Bölgesi yer alır.
ZEYTİN:
Akdeniz iklim bitkisidir. Ancak Akdeniz Bölgesinde daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik tanınmasından dolayı tarımı fazla gelişmemiştir. Bugün üretimde Ege Bölgesi birinci sıradadır. Zeytinin devirli üretim özelliğinden dolayı; üretim bir yıl fazla ,bir yıl azdır.Ülkemiz zeytin üretiminde İtalya , İspanya ve Yunanistan'dan sonra 4. sıradadır
TÜTÜN:
Kıraç arazilerde yetişebilir. İlk yetişme döneminde su ister, sonra mutlaka kuraklık olmalıdır. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak kaliteli tütün yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır. Üretimde Ege Bölgesi birinci sıradadır
ELMA:
Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan meyvedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Niğde, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kastamonu, Bursa, Burdur, Isparta, Antalya önemli elma üretim merkezlerimizdir.
İNCİR:
Akdeniz iklim bitkisidir. Kış ılıklığı ve yaz kuraklığı ister. En fazla tarımı başta AYDIN olmak üzere Ege Bölgesi’nde gelişmiştir. Üretimin %80 i bu bölgeden karşılanır.Dünyanın en lezzetli inciri AYDIN’da yetiştirilir. Türkiye dünya kuru incir üretiminde ilk sırada yer alır ve önemli ihracat ürünümüzdür.
Aşağıda Türkiye’de yetişen bazı tarım ürünlerinin yıllara göre üretim miktarı tablo hâlinde verilmiştir. Bu ürünlerden ekonomimiz içinde önemli yer tutan üç tanesini seçerek üretim grafiğini çiziniz ve bu ürünlerin üretim miktarındaki değişimi yorumlayınız.
Baklagiller (Nohut, Mercimek, Fasulye, Bakla, Bezelye), dengeli ve sağlıklı beslenmek için insan sağlığına, ekildiği tarım topraklarına verdiği azot ile toprak verimliliğine katkısı olan, uzun yıllar saklama imkanı olan ürünlerdir.
1950 lerden sonra üretim miktarında katlamalı artışlar olmuştur. Üretim miktarları istikrarlı değil, üretimdeki dalgalanma kuru tarım yöntemleriyle üretim yapılması ve baklagillere ayrılan tarım alanları miktarının yıllara göre değişmesi temel etken olmuştur.
Dokuma sanayinin temel hammadde kaynağıdır.
Üretim miktarı düzenli bir şekilde sürekli artmıştır. Getirisinin fazla olması nedeniyle ekim alanları sürekli artmıştır. Modern tarım yöntemleri özellikle sulu tarımla üretilmesi dalgalanmaları önlemiştir.
Temel besin maddemizdir. Ülkemizde ekim alanı ve üretim miktarı en fazla olan tarım ürünüdür. İç tüketim fazla olduğu için ihraç değeri yoktur.
Üretim miktarı 1980 lere kadar katlanarak artmıştır. Bu artış ekim alanlarında sürekli artış ve üretim teknolojilerindeki gelişmelerdir. 1980 lerden günümüze kadar üretim miktarı fazla değişmemiştir, bu süreçte küçük üretim dalgalanmaları var, bunun temel sebebi kuru tarım yöntemleriyle üretilmesidir.
DERS DIŞI ETKİNLİK
Aşağıdaki tabloda verilen tarım ürünlerinin Türkiye’deki dağılışını araştırarak bu ürünlerin yetiştiği iklim şartlarını, kullanım alanlarını tablodaki boşluklara yazınız.
TARIM ÜRÜNÜ | YETİŞTİĞİ YERLER | İKLİM ŞARTLARI | KULLANIM ALANI |
Sebze | Akdeniz-Ege kıyı ovaları, Güney Marmara | Akdeniz İklimi | Temel besin maddesi, Konserve,taze ve kurutularak tüketilir |
Yer Fıstığı | Adana Bölümü | Akdeniz İklimi | Kuru yemiş, yağ üretimi |
Çay | Doğu Karadeniz | Karadeniz İklimi | Kahvaltılarda ve Keyif verici olarak demi içilir |
Muz | Anamur Yöresi | Ekvatoral İklim (Türkiye’de Akdeniz iklimi | Taze meyve olarak yenilir |
Haşhaş | İç Batı Anadolu Bölümü | Karasal İklim | Tıp da uyuşturucu madde, yağ üretimi |
Soya Fasulyesi | Adana bölümü, Karadeniz bölgesi | Karadeniz İklimi | Yağ üretimi |
4. Türkiye’de Hayvancılık
Türkiye’de, iklim şartları ve yer şekillerinin farklılığına bağlı olarak hayvancılık faaliyetleri çeşitlilik göstermiştir. Bu şartlar hayvancılık faaliyetlerinin dağılışı üzerinde de etkili olmuştır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ile kümes hayvancılığı, arıcılık geniş alanlarda yapılmaktadır. Türkiye’deki hayvancılık faaliyetleri aşağıdaki şemada olduğu gibi altı ana gruba ayrılır.
a. Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılık
Tarımsal nüfusumuzun önemli bir kısmı büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bu hayvancılık faaliyetleri çeşitli sanayi kollarına ham madde kaynağı sağlamakta ve bu yolla elde edilen mamül maddelerin önemli bir kısmı ihraç edilmektedir. Ülkemizde hayvan soylarının büyük bir kısmı yerli ırklardan oluştuğu için istenilen oranda verim elde edilememektedir. Fakat son yıllarda verim artışını sağlayacak çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın dağılışını aşağıdaki haritaları inceleyerek görelim.
ETKİNLİK
Aşağıdaki haritada Türkiye’deki büyükbaş ve küçükbaş hayvan türlerinin sayısal dağılışı gösterilmiştir. Atlasınızdan ve ön bilgilerinizden de faydalanarak;
1. İklim ve yer şekilleri ile hayvancılığın dağılışı arasındaki ilişkiyi tartışınız.
Yer şekillerinin engebeli olduğu yerlerde daha çok hayvancılık faaliyeti ön plana çıkmıştır. Çünkü engebeli ve eğimli yüzeylerin bulunduğu araziler diğer ekonomik faaliyetlere uygun değildir. Hayvancılık faaliyetlerin yoğunlaştığı yerler öncelikle tarıma uygun olmayan arazilerdir.
İklim şartları tarıma uygun olmayan yerlerde hayvancılık faaliyeti ön plana çıkmaktadır. Sıcaklıkların çok yüksek ve çok düşük olduğu yerler ile yağışların çok düşük olduğu sahalarda hayvancılık daha çok ön plana çıkmaktadır.
Bir yerdeki hayvan varlığı ve türü oranın öncelikle bitki örtüsüne bağlıdır. Bitki örtüsü ise oranın iklim şartlarına bağlıdır.
2. Hayvan türlerinin dağılışından faydalanarak aşağıdaki tabloyu, verilen örnekteki gibi tamamlayınız.
HAYVANCILIK | Türleri | Faydalanma alanı | Yoğunlaştığı yerler |
Büyükbaş Hayvancılık | Sığır, Manda, Deve, At, Eşek, Katır | Et, Süt, Deri, Güçleri | Kuzeydoğu Anadolu (Erzurum-Kars Bölümü, Doğu Karadeniz Bölümü) |
Küçükbaş Hayvancılık | Koyun, Kıl keçisi, Tiftik keçisi | Dericilik, Yün, Et, Süt | Doğu Anadolu’nun doğusu, İç Anadolu platoları |
ETKİNLİK
Aşağıdaki tabloda ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı etkileyen faktörler verilerek bu faktörlerden bir tanesinin etkisi açıklanmıştır. Siz de diğer faktörlerin etkisini tablodaki boşluklara yazınız.
Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvancılığı Etkileyen Faktörler | Bu Faktörler Hayvancılığı Nasıl Etkiler? |
Yer şekilleri | Büyükbaş hayvanlar hareket kabiliyeti düşük olduğu için engebeli arazilerde yetişmezken, küçükbaş hayvanlar özellikle keçiler eğimli engebeli arazilerde daha kolay yetişmektedir. Yer şekillerinin aşırı engebeli olduğu alanlarda küçükbaş hayvancılık (özellikle tiftik keçisi üretimi) yaygındır. |
İklim ve Bitki örtüsü | Nemli - ılıman iklim şartları ve gür çayırların bulunduğu alanlarda büyükbaş hayvancılık gelişirken;Yarı kurak iklim şartlarının etkili olduğu ve bozkırların bulunduğu alanlarda küçükbaş hayvancılık gelişmiştir. Kış mevsiminin uzun ve soğuk geçtiği yerlerde soğuğa dayanıklı türler (uzun tüylü, büyük kuyruklu) yetişirken, sıcaklıkların yüksek olduğu yerlerde ince tüylü ve küçük kuyruklu koyunlar yetişmektedir. Bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde daha fazla gelir getirdiği için büyükbaş hayvanlar yetiştirilirken, cılız otlaklarda küçükbaş hayvanlar yetiştirilir. Cılız otlaklar büyükbaş hayvanlar için uygun değildir çünkü cılız otlar büyükbaş hayvanlar için doyurucu ve ağız yapılarına uygun değildir. |
Hayvan soylarının ıslahı | Türkiye’de yerli ırkın et ve süt verimleri düşük olduğundan başka ülkelerden getirilen damızlık hayvanlarla melez ırklar üretilmektedir.Islah edilen hayvan soylarından elde edilen verim yüksektir. |
Otlakların ıslahı | Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir. Otlaklar bozkır ve dağ otlakları diye ikiye ayrılır. Bozkır otlakları, yazları sıcak ve kurak geçen yerlerde bulunur. Bu tür otlaklarda en çok küçükbaş hayvan beslenir. Dağ otlakları, yazları serin geçen bölgelerde bulunur. Otlar uzun boylu ve gürdür. Bu alanlarda çoğunlukla büyükbaş hayvan beslenmektedir. Türkiye’deki otlakların yetersiz olması,otlakların doğru kullanılmaması ve aşırı otlatma hayvancılıktaki verimi düşürmektedir. |
Yem üretiminin artırılması | İyi beslenen hayvanlardan elde edilen ürünler fazladır. Bunun için ucuz ve bol yem üretimi sağlanırsa hayvancılık olumlu yönde gelişme gösterecektir. |
Üreticiye teşvik verilmesi | Hayvancılıkla uğraşacaklara verilecek uzun vadeli ve düşük faizli krediler hayvancılığı yaygınlaştırarak gelişmesini sağlayacaktır. |
Pazarlama | Hayvancılıktan elde edilen ürünler değeri üzerinde satılırsa faaliyet gelişir. Üretilen ürünler maliyetinin altında satılırsa faaliyet zarar ederek işletmeler kapanır, hayvancılık geriler. |
Ahır hayvancılığının geliştirilmesi | Mera hayvancılığının verimi ve getirisi düşüktür. Daha çok ürün için ahır hayvancılığının gelişmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ahır hayvancılığında hayvanlar kontrol altında olduğu için ürünler daha sağlıklı ve çoktur. |
b. İpek Böcekçiliği
İpek böceği adı verilen hayvanın ördüğü kozaların çok ince, esnek, sağlam ve parlak liflerden ipek elde edilir. Çok değerli bir tekstil ürünü olup çeşitli alanlarda kullanılır.
Ana yurdu Uzak Doğu olan ipek böcekçiliği çok eski tarihlerden beri ülkemizde dut ağacının yaygın olduğu yerlerde yapılmaktadır.
ETKİNLİK
Aşağıdaki tablo ve haritayı inceleyerek;
1. İpek böcekçiliğinin yapıldığı illeri söyleyiniz.
En çok Bilecik olmak üzere, Bursa, Adapazarı, Antalya, Diyarbakır, Balıkesir, Ankara, Eskişehir illerimizde yapılmaktadır.
2. İpek böcekçiliği üretiminde yıllara göre meydana gelen değişimi inceleyerek bu değişimin sebeplerini açıklayınız.
İpek böcekçiliğinden elde edilen doğal ipek çok pahalıdır. Sanayide ipeğe benzen suni iplik yapımı nedeniyle doğal ipeğe olan talep azalmış böylece ipek böcekçiliği gittikçe önemini kaybetmiştir. Yani ipek böcekçiliği suni ipek üretimi ile rekabet edememiştir.
c. Arıcılık
Albert Einstein’in “Arılar yok olduğunda insanlar en fazla dört yıl yaşayabilir.” sözü ile arıcılığın, ekosistemlerin işleyişi açısından önemine değinerek insanlık için vazgeçilmez olduğunu belirtmiştir. Bu önemli sektör ülkemizin çeşitli bölgelerinde gelişme imkânı bulmuştur.
Ülkemiz doğal bitki örtüsünün çeşitliliğine bağlı olarak arıcılık bakımından oldukça elverişli şartlara sahiptir. Arıların beslenme kaynağı olan çiçekli bitkilerin ve çam ağaçlarının varlığı arıcılık faaliyetini olumlu yönde etkilemiştir. Arı ürünlerine talebin fazla olması ve yatırım giderlerinin az olması arıcılığın yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Arılar bal üretiminin yanı sıra bitkilerin çiçeklenme zamanında tozlaşmayı sağlayarak meyve oluşumunu gerçekleştirir ve bitkisel üretim için çok büyük önem arz eder.
ETKİNLİK
Aşağıdaki tablo ve haritayı inceleyerek;
1. Arıcılığın Türkiye’deki dağılımı üzerinde etkili olan faktörleri söyleyiniz.
Bitki örtüsü temel etkendir. Çiçekli bitkilerin ve çam ağaçlarının zengin olduğu yerler arıcılığın geliştiği yerlerdir. Arıcılıktan elde edilen balın kalitesi arının beslendiği bitki örtüsüne göre değişir. Bunun yanında bazı yörelerde arazi tarıma uygun olmadığı için arıcılık bir geçim kaynağı halini almıştır.
2. Arı kovanı ve bal üretiminde meydana gelen değişimin ile bu değişimin sebeplerini tartışınız.
Ülkemizde kovan sayısı düzenli bir şekilde artmıştır. Ama bal üretimindeki artış kovan sayısına göre oldukça fazla bunun sebebi modern kovanlarda üretime geçiş ve iyi tür arıların yetiştirilmesi ve modern arıcılığın gün geçtikte gelişmesidir. Arıcılık faaliyeti insanlara sunduğu imkanlar sayesinde her geçen gün daha da yaygınlaşmaktadır.
d. Kümes Hayvancılığı
Günümüzde kümes hayvancılığı giderek önemi artan bir faaliyettir. Önceleri aile tavukçuluğu şeklinde olan bu faaliyet, artık modern yöntemlerle ticari amaca yönelik olarak tavuk çiftliklerinde yapılmaktadır. Tavuk çiftlikleri ülkemizin hemen her yöresinde özellikle nüfusu kalabalık şehirlerin yakınında bulunmaktadır. İhracata yönelik olarak Marmara ve Ege'de modern tavuk çiftlikleri kurulmuştur. Tavukçuluğun yaygınlaşmasında et ve yumurtanın ucuza elde edilmesinin de etkisi vardır.
e. Su Ürünleri
Ülkemiz su ürünleri bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Su ürünleri arasında en çok gelişenleri deniz balıkçılığı, tatlı su balıkçılığı ve kültür balıkçılığıdır. Ülkemizdeki balık avcılığının büyük bir kısmı Karadeniz’den sağlanır. Bunu Marmara, Ege ve Akdeniz takip eder.
Türkiye balıkçılık açısından elverişli şartlara sahip olmasına rağmen balıkçılığın yeterince gelişmemesinin sebepleri nelerdir?
Türkiye’de balıkçılığın gelişmesini engelleyen faktörler:
Avlanmanın zararlı yöntemlerle yapılması,
Denizlerin hızla kirlenmesi,
Taşıma ve depolama olanaklarının yetersizliği,
Balıkçılıkla uğraşan nüfusun az olması,
Açık deniz balıkçılığın gelişmemesi,
Pazarlama olanaklarının gelişmemesi,
Büyük ve modern balıkçı teknelerinin olmaması
ETKİNLİK
Aşağıdaki tabloda Türkiye’deki büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısının yıllara göre dağılımı verilmiştir.
Tablodaki verileri, örnekteki gibi grafik hâline getirerek yorumlayınız.
Tablonun yorumu:
Sığır:10 milyon civarındaki üretimiyle fazla değişim göstermemektedir. Miktarını koruyan tek hayvancılık koludur. Getirisinin çok oluşu varlığını korumasını sağlamıştır. Özellikle ahır hayvancılığında sığır yetiştirilmesi önemini korumasını sağlamıştır.
Sığır:10 milyon civarındaki üretimiyle fazla değişim göstermemektedir. Miktarını koruyan tek hayvancılık koludur. Getirisinin çok oluşu varlığını korumasını sağlamıştır. Özellikle ahır hayvancılığında sığır yetiştirilmesi önemini korumasını sağlamıştır.
Koyun:1990’lara kadar sürekli artış göstermiş ancak sonrasında miktarı sürekli azalmaktadır. Otlakların verimsizleşmesi, insanlara sunduğu gelir azlığı koyun yetiştiriciliğini azaltmaktadır.
Keçi:1950 lerden sonra miktarı sürekli azalış göstermektedir. Özellikle ormanlık sahalarda yetişen keçiler, ormanlara zarar vermesinden dolayı ormanlık alanlarda yetiştirilmesi yasaklanınca sayısında önemli düşüşler olmuştur.
Diğerleri: 1950 lerden sonra miktarı sürekli azalmaktadır. Daha çok gücünden yararlanılan hayvanlardır. Tarımda ve ulaşımda makine kullanımı bu hayvanlara verilen önemi azaltmış ve sayıları gittikçe düşmüştür.
PROJE ÇALIŞMASI
Yaşadığınız yerde tarım ve hayvancılığı geliştirmeye yönelik ne gibi faaliyetler yapabilirsiniz? Çalışmanız için kitabınızın sonunda yer alan proje hazırlama basamaklarını takip ediniz.
ETKİNLİK
Aşağıdaki kelimeleri kullanarak şekilde verilen kavram haritalarını tamamlayınız.
Besi ve ahır hayvanclığı, koyun,kıl keçisi, tiftik keçisi, geleneksel kümes hayvancılığı, modern kümes hayvancılığı, ipek böcekçiliği, arıcılık, Akdeniz, Orta Anadolu, Ege ve Marmara, Doğu Anadolu’nun yüksek kesimleri, Doğu Karadeniz, Muğla civarı, Bursa, Denizli, Bilecik, Diyarbakır, Balıkesir, Elâzığ, tüm Türkiye, Marmara çevresi
Deniz balıkçılığı, tatlı su balıkçılığı, Karadeniz, barajlar, doğal göller, akarsular, Beyşehir Gölü, Eğirdir Gölü, temiz akarsular, yapay dalyanlar, özel havuzlar, kültür balıkçılığı
Yorumlar
Yorum Gönder